AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri’nde Dünya Hükümetler Zirvesi’nde konuştu.
Erdoğan’ın açıklamaları şu şekilde:
“Bugün büyüyen ekonomisi ile, güçlü altyapısı ile, uluslararası alanda artan etkinliği ile, savunma alanındaki atılımları ile kendinden söz ettiren bir Türkiye gerçeği var. Böyle bir Türkiye’yi inşa etmekten gurur duyuyoruz.
Hayata geçirdiğimiz her reformun arka planında emek, sabır, dirayet vardır. Önümüzdeki engeller ne kadar büyük olursa olsun, yılmadan, yorulmadan Türkiye’yi hedeflerine ulaştırma irademizi sürdürdük. Bugün de yürüyüşümüz devam ediyor.
“31 MART SEÇİMLERİNE HAZIRLANIYORUZ”
Halkına siyaset yoluyla hizmet etmeye çalışan bir kardeşinizim. İstanbul’un büyükşehir belediye başkanlığına seçildim. 4.5 yıllık vazifemizde bugün bile takdirle konuşulan çok önemli eserlere imza attık. Okuduğumuz bir şiir nedeniyle hapse atılmamız sonucu siyasi hayatımız bir süre kesintiye uğradı. 2001 senesinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak şiarıyla bugün genel başkanlığını yürüttüğümüz AK Parti’yi kurduk. Sadece 15 ay sonra ilk seçimlerden açık ara birinci çıkarak Türkiye’yi yönetmek sorumluluğunu üstlendik. Önce başbakan sonra cumhurbaşkanı sıfatıyla 21 yılı aşkın süredir milletimize hizmetkarlık ediyoruz. Bu döneme 17 seçim zaferini de sığdırdık. Mayıs ayında yüzde 90 katılımla gerçekleşen, çekişmeli seçimlerde tarihi bir başarıya daha imza attık. Şimdi de 31 Mart seçimlerine hazırlanıyoruz. 48 gün sonra bu seçimlerde 18. zaferimizi elde edeceğiz. Tüm bu süreçler boyunca hükümet işlerinde daima ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibini kendimize rehber edindik. Biz insanların kalbini kazanarak devleti yaşattık.
Halkımızın gücü ve desteği olmasaydı bunların hiçbirisini başaramazdık. Bugün de aynı şekilde yolumuza devam ediyoruz. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirinceye kadar durmadan, dinlenmeden, zorluklar karşısında yılmadan koşturacağız.
“ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYDUK”
Bölgemiz ve ötesinde adil barışı hakim kılmak vizyonumuzun temel taşlarından biridir. Dünyamız değişim, gerilim, krizler ve kimi yerlerde çatışmaların birbirlerini tetiklediği bir alacakaranlık kuşağından geçiyor. Bir krizi çözmeden yenisinin patlak verdiği sancılı bir tablo ile karşı karşıyayız. Covid 19’da bunun sağlık boyutuna şahit ettik. Rusya-Ukrayna savaşı ile sarsıldık. Küresel ekonomi ve siyaseti çok daha büyük girdabın içine sürükledi bu savaş. Türkiye, bu meydan okumaları en iyi yöneten ülkelerin başında geliyor. İlk günden itibaren hep barıştan, adaletten, diplomasiden yana olduk. Rusya-Ukrayna savaşında ateşkesin sağlanması ve ardından kalıcı barışa giden yolun aralanması için elimizi taşın altına koyduk. İstanbul süreci, Karadeniz girişimi gıda krizinin daha da derinleşmesinin önüne geçti. Adil bir barışın mümkün olduğu inancımızı halen koruyoruz. Bunun için çabalarımızı yoğunlaştırarak yola devam edeceğiz.
“FİLİSTİN DEVLETİ’NİN KURULUŞUNDAN GEÇİYOR”
Çözüme kavuşturulamayan her mesele zamanla büyümüş olarak karşımıza yeniden çıkıyor. Bunun son ve acı örneği Gazze’deki krizdir. Geçen yılın 7 Ekim’indeki hadiseden bağımsız olarak bugünkü krizin kaynağı, BM kararlarına rağmen Filistin topraklarında işgalin artarak devam etmesidir. İsrail, on yıllardır işgal, gasp, yıkım ve katliam politikalarından vazgeçmemiştir. 1948 tarihinden bugüne İsrail-Filistin haritalarına bakmak bile meselenin vahametini göstermeye yeterlidir. Tedavinin yarısı teşhisin doğru konulmasıdır. Burada da sorunun kaynağını doğru tespit etmezsek çözüm yolunu bulamayız. İsrail, kalıcı barış istiyorsa yayılmacı hayallerin peşinden koşmayı bırakmalıdır. Gazze’deki insani trajedinin de giderek bölgeye yayılma riski taşıyan çatışmaların da sona erdirilmesi, İsrail’in Filistin halkının temel haklarını tanımasına bağlıdır. Bölgemizde barış, huzur ve ekonomik kalkınmaya giden yol Filistin Devleti’nin kuruluşundan geçiyor.
“FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİ YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ”
Şimdiye kadar 34 bin tonluk insani yardım malzemesini Gazze’ye ulaştırılmak üzere bölgeye gönderdik. 380 hasta ile 344 refakatçiyi Türkiye’de misafir ediyor, tedavilerini sağlıyoruz. Güney Afrika nezdinde hak ve adaletin tecellisi için inisiyatif alan tüm ülkelere, özellikle de Afrikalı kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Filistinli kardeşlerimizi asla sahipsiz, çaresiz ve yalnız bırakmayacağız.”
Antalya Diplomasi Forumu’nun 3.’sünü 1-3 Mart’ta düzenleyeceğiz. Forum vesilesiyle sizleri turizmimizin başkenti Antalya’da misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyacağız.”